top of page

Prostat Kanseri Hakkında

 

Prostat kanseri genelde 50 yaş üstü erkeklerde görünür, genç erkeklerde ender rastlanır. Erkeklerde en sık görülen kanser çeşididir. İngiltere’de her yıl 37,000 e yakın erkeğe prostat kanseri teşhisi konulmaktadır.

 

​Vücuttaki diğer kanserlerden farklılık göstermektedir. Prostat çevresindeki küçük kanser bölgelerinde yaygındır ve yıllarca uyku halinde (inaktif) kalabilir.

 

​50li yaşlardaki erkeklerin yaklaşık yarısı prostatlarında kanser hücreleri taşımaktadır, 80 yaş üzeri 10 erkekten 8inde(%80) prostat kanserinin küçük bir bölümü bulunmaktadır. Bu kanserlerden çoğu çok yavaş gelişmektedir, özellikle ileri yaşlı erkeklerde bir probleme sebep olma ihtimali düşüktür.

 

​Erkeklerin küçük bir kısmında, prostat kanseri daha hızlı bir şekilde büyüyebilir ve bazı durumlarda vücudun diğer kısımlarına, özellikle kemiklere, yayılabilir.

Prostat Hastalıklarının Belirtileri Nelerdir?

  • Sık idrara gitme,

  • Gece idrara kalkma,

  • Acil işeme isteği,

  • Sıkışma hissi,

  • Tuvalete yetişemeden idrar kaçırma,

  • İdrara başlamada zorluk,

  • Ikınarak idrar yapma,

  • İdrarın zayıf akması,

  • Damla damla veya kesik kesik idrar yapma,

  • İdrar yaptıktan sonra mesanenin boşalmama hissi,

  • İleri dönemlerde hiç idrar yapamama,

Risk Faktörleri ve Nedenleri

 

İngiltere’deki 9 erkekten 1 ine prostat kanseri teşhisi konulmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde, bu oran daha yüksektir. Bunun sebebi, Amerika Birleşik Devletleri’nde erken teşhis amacı ile daha çok erkeğin PSA testini uyguluyor olması olarak düşünülebilir. PSA testi, prostat spesifik antijeni(PSA) adı verilen protein değerini ölçen bir kan testidir. Kanda normalde az miktarda bu proteinden bulunmaktadır ancak prostat kanseri olan erkeklerin kanlarında bu protein daha yüksek seviyelerde görülme eğilimindedir. 

İngiltere’de( ve daha birçok ülkede) prostat kanseri teşhisi konulan erkek sayısı son yıllarda artış göstermiştir. Bu oranın artış, önceleri bulunamayan prostat kanserlerini çok daha önceden saptayan testleri daha çok erkeğin uyguluyor olması olarak düşünülebilir. Bunun sebebi ileri yaş erkek popülasyonun artışı da olabilir.

Araştırmacılar prostat kanserinin sebepleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya çalışıyorlar. Prostat kanserinin sebepleri hala bilinmese de, bazı bilinen risk faktörleri hastalığa yakalanan bir erkeğin şansını arttırmaktadır.

Yaş

Prostat kanserindeki en güçlü risk faktörüdür. 50 yaş altı erkeklerin prostat kanseri olma riskleri oldukça düşüktür fakat bu risk yaş ilerledikçe artmaktadır. 80lerindeki erkeklerin yaklaşık %80 inin bir dereceye kadar prostat kanserine sahip olduğu tahmin edilmektedir.

Etnik Köken

Bazı etnik grupların prostat kanserine yakalanma ihtimali daha yüksektir. Örneğin, siyahi Afrikalı ve Karayipli erkeklerin prostat kanserine yakalanma olasılığı beyaz erkeklerden daha muhtemeldir. Asyalı erkeklerin yakalanması ihtimali ise daha düşüktür.

Aile Geçmişi

Yakınları (baba,kardeş,büyükbaba veya amca) prostat kanseri geçirmiş erkeklerin bu kansere yakalanma riski biraz daha yüksektir.

Bir erkeğin prostat kanserine yakalanma riski şu durumlarda daha yüksek olduğu düşünülmektedir:

  • 60 yaş veya altında iken prostat kanserine yakalanmış bir babası veya kardeşi varsa

  • Ailenin aynı tarafından(anne veya baba tarafı gibi-bunu ben ekledim anlaşılsın diye) bir veya daha fazla erkek prostat kanserine yakalanmışsa.

Eğer bunlar aileniz için geçerli ise, bu durum hatalı bir genin varlığına işaret edebilir.

Prostat kanseriyle bağlantılı spesifik bir gen henüz tanımlanmamıştır. Ancak, yapılan araştırma, yüksek riskli meme kanseri ile bağlantılı hatalı genlerin (BRCA1 ve BRCA2) prostat kanseri riskini de arttırabileceğini göstermiştir.

Bu nedenle, bir ailenin aynı tarafında(anne veya baba tarafı-ben not düştüm) meme kanseri geçmişi fazla ise(özellikle 40 yaşından önce), bu durum hatalı bir genin varlığına işaret edebilir.

Prostat kanserlerinin sadece küçük bir kısmının(%5-10, veya 10 kişiden 1inden daha az durumlarda) ailede hatalı gen aktarımından dolayı olduğu düşünülmektedir.

Diyet

 

Basında veya televizyonda sıklıkla diyet ve kanser hakkında bilgi verilmektedir. Sizi kanser olmaktan tamamen koruyacak “süpergıda” veya özel bir diyet bulunmamaktadır.  Ancak, lif oranı yüksek, yağ ve şeker oranı düşük sağlıklı ve dengeli bir diyet uygulayarak belirli kanser türlerine ve diğer hastalıklara yakalanma riskinizi azaltabilirsiniz.

Batı ülkelerindeki (örneğin İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri) erkeklerin prostat kanseri oranı doğu ülkelerindeki(örneğin Çin veya Japonya) prostat kanserli erkeklerin oranından daha yüksektir. Bunun sebebinin, batı diyetlerindeki yağ oranın yüksek (süt ürünleri dahil), taze meyve ve sebze oranınsa düşük olmasından kaynaklı olduğu düşünülmektedir. Asyalı erkekler ise diyetlerinde soyaya daha fazla yer vermektedir. Soya ve soya ürünleri bitki östrojenleri adı verilen kimyasallar içermektedir. Araştırmacılar bu bitki östrojenlerinin prostat kanseri riskini azalttığına inanmaktadır, ancak bunun doğrulanması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.

Yüksek kalsiyum alımı(örneğin süt ürünlerinden) prostat kanseri riskini arttırabilir. Ancak, süt ürünlerini tamamıyla kesmemek önemli çünkü sağlıklı kemikler için şart olan kalsiyum miktarını bu ürünler karşılamaktadır.

Araştırma çalışmaları domates veya domatesli ürünlerin(ketçap gibi) prostat kanserine karşı korunmada yardımcı olup olmadığını incelemiştir. Bunun sebebi, domatesin (veya domatesli ürünlerin) yüksek seviyede likopen adı verilen bir madde içermesi olabilir. Şuana kadar yapılan araştırmalarda değişik türlerde sonuçlara ortaya çıkmış olup, daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.

Evreleme ve Derecelendirme

Evreleme

Evre terimi kanserin büyüklüğünü ve yayılmış olup olmadığını belirtmek amacı ile kullanılır. Prostat kanseri için tanımlanmış birkaç farklı evreleme sistemi bulunmaktadır. En çok kullanılan sistemlerden ikisi numaralı evreleme sistemi ve TNM evreleme sistemidir. Basitleştirilmiş bir numaralı evreleme sistemi aşağıda tanımlanmaktadır:

  • Evre 1 Kanser oldukça küçük ve prostata bağlıdır. Rektal muayenede hissedilemez.

  • Evre 2 Kanser rektal muayene sırasında sert bir yumru şeklinde hissedilebilir, fakat hala prostat bezinin içinde yer almaktadır.

  • Evre 3 Kanser prostat bezi kapsülünün dışına çıkmaya başlamıştır ve semen aktarımını gerçekleştiren tüplerin yakınlarında bulunabilir.

  • Evre 4 Kanser prostat bezinin ötesine, yakınlarda bulunan idrar torbası ve rektum gibi yapılara veya daha uzak kemik veya karaciğer gibi organlara yayılmıştır.

Derecelendirme

Kanserin derecesi  ne kadar hızlı büyüyebileceği ile ilgili fikir vermektedir. Prostat kanseri, biyopsi örneğinin mikroskop altında incelendiği zaman bulunan hücrelerin görünümüne bağlı olarak derecelendirilir.

Birçok derecelendirme sistemi bulunmakta, fakat bunlardan en yaygın olarak kullanılanı Gleason sistemidir. Bu sistem kanser hakkında daha fazla bilgi vermesi nedeniyle,  doktorlara tedavi seçiminde yardımcı olabilir.

Gleason sistemi prostattaki kanser hücrelerinin yapısını inceler. 1 -5 arası derecelendirilmiş beş çeşit yapı vardır. 1 incelenen örneklerin normal prostat dokusuna yakın olduğunu ifade ederken, 5 tam tersi farklılığını göstermektedir.

Biyopsi örneklerinin her biri derecelendirildikten sonra, en yaygın gözlemlenen iki yapının dereceleri toplanır ve 2 ile 10 arasında bir Gleason skoru elde edilir. Gleason skoru ne kadar düşükse, kanser derecesi de o kadar düşük demektir. Düşük dereceleri kanserler(6 veya altı) genellikle yavaş büyür ve yayılma ihtimalleri düşüktür. 7 skoru orta derecedir.

 

Yüksek dereceli tümörlerin (8-10) hızlı bir şekilde büyüme ve yayılma olasıdır. Yüksek dereceli tümörler bazen agresif seyirli tümör olarak da adlandırılabilir.

Gleason skoru 2 olan prostat biyopsileri ender rastlanmaktadır. 6-10 arası skorlar daha yaygın görülmektedir.

Tedavi

Tedavi Prosedürleri

Erken evre prostat kanseri için tedaviler:

  • Aktif İzlem

  • Bekle-Gör

  • Ameliyat

  • Işın radyoterapisi (external beam radiotherapy)

  • Brakiterapi

Bazen, diğer tedavilerin uygun görülmediği ileri yaştaki erkeklere, radyoterapiden önce veya sonra hormon tedavisi uygulanabilir veya başlı başına hormon tedavisi uygulanabilir.

En iyi tedavi yöntemine karar vermek her zaman kolay olmayabilir. Birçok faktör göz önüne alınmalıdır. Bunlardan en önemlileri:

  • Genel sağlık

  • Prostat kanserinin evresi

  • Prostat kanserinin derecesi

  • PSA derecesi

  • Tedavinin olası yan etkileri

  • Olası yan etkilere karşı sizin görüşünüz ve kanseri kontrol altında tutmanın yararları için bu riskleri alıp alamayacağınız

 

 

Çoğu hastanede, durumunuz için uygun olası tedavi yöntemleri, uzman doktorlardan oluşan bir ekip tartışmaktadır. Bu multidisipliner ekip bir cerrah(ürolog) ve radyoterapi, hormon tedavisi ve kemoterapi alanında uzman doktorlardan(klinik onkolojistler) oluşur.

Bu ekipte uzman hemşireler, sosyal hizmet uzmanları ve fizik tedavicileri de bulunabilir. Hastalar genelde tedavi için karar vermek adına bir cerrah, onkolojist ve uzman bir hemşire ile görüşmektedir.

İkinci Görüş

Multidisipliner ekip, sizin için en uygun tedavi yöntemine karar verirken ulusal tedavi esaslarını(national treatment guidelines) kullanır. Yine de başka bir tıbbi görüş almak isteyebilirsiniz. Yardımcı olacağını düşünüyorsanız, uzmanınızdan veya pratisyen hekiminizden sizi ikinci bir görüş için başka bir uzmana yönlendirmesini isteyebilirsiniz. İkinci bir görüş almak tedaviye başlamanızı geciktirebilir bu nedenle siz ve doktorunuz alacağınız görüşünün yararlı olacağı konusunda emin olmalısınız.

İkinci görüş almaya karar verdiyseniz, yanınızda yakın akrabanız veya arkadaşınızı götürmeniz ve soracağınız soruların bir listesinin hazır bulunması iyi olacaktır. Bu şekilde, görüşme esnasında tüm kaygılarınızı giderebilirsiniz.

Ameliyat

Radikal prostatektomi (Açık Ameliyat)

 

Radikal prostatektomi, ürolog ( prostat, böbrek ve idrar torbası ameliyatlarında uzman cerrah) tarafından gerçekleştirilir.  Tüm prostat bezi, karın bölgesinden veya testis torbası ile rektum arasından yapılan bir kesi ile alınmaktadır.

Operasyonun amacı tüm kanser hücrelerinden kurtulmaktır. Bu ameliyat sadece kanserin prostat dışını yayılmadığı durumlarda gerçekleştirilir.

Ameliyat genellikle iyi durumda ve ciddi sağlık sorunları bulunmayan erkeklere önerilmektedir. Bu, yaşınız gençse, size ameliyat önerilebileceği anlamına gelebilir. Ancak her erkek ayrı ayrı değerlendirmektedir ve yaşı ilerlemiş erkeklere de ameliyat önerilebilir.

Operasyon genellikle ereksiyon olamamaya veya  ereksiyon halini devam ettirememeye(cinsel iktidarsızlık) ve çocuk sahibi olamamaya(kısırlık) neden olmaktadır. İdrar torbasını kontrol etmede de sorunlara (üriner inkontinensa) neden olabilir. Bu sorunların oluşma riskini azaltmak için bazen nerve-sparing prostatektomi adı verilen bir operasyon gerçekleştirilebilir.

Doktorlar hangi erkeklerin bu sorunlarla karşılaşacağını tahmin edemediği için, sizin daha öncesinde bu risklerin farkında olmanız önemlidir. Doktorunuz sizinle, ameliyatla ilgili bilgileri, olası yan etkilerini ve diğer tedavi seçeneklerini sizinle paylaşacaktır.

Avantajları: Prostat bezinin tamamen alınması erken kanserin yayılmasını önleyebilir ve bir tedavi olabilir. Radikal prostatektomi, hızlı ilerleyen kansere sahip erkeklerin yaşamını uzatabilir ancak küçük, yavaş ilerleyen kansere sahip erkeklerde, bu ameliyatın yararları belirsiz olup, büyük olasılıkla sadece genç erkeklere uygulanmaktadır.

Dezavantajları: Bütün ameliyatlar için kanama ve enfeksiyon gibi riskler mevcuttur. Ancak bu günlerde, cerrahlar yüksek derece yetenek ve deneyime sahipler ve bu risklerin gerçekleşme ihtimali oldukça düşüktür. Özellikle bu tip bir ameliyatta, idrar kaçırma ve iktidarsızlık gibi uzun dönem yan etkilerin görülme riski vardır.

Robotik Laparoskopik Radikal Prostatektomi (Kapalı Ameliyat)

 

Bazen, Laparoskopik Radikal Prostatektomi bir makine yardımıyla gerçekleştirilebilir. Bu yönteme Robotik Laparoskopik Radikal Prostatektomi denmektedir. Cerrah ve kamerayı hareket ettiren ve aletleri uzatan asistan yerine, bunlar için robotik kollar kullanılmaktadır. Robotik kollar incelikle, sabit ve kusursuz bir şekilde hareket etmektedir.

Robotik Laparoskopik Radikal Prostatektomi’de kullanılan makineye da Vinci makinesi adı verilmektedir- bu nedenle bu ameliyat bazen da Vinci prostatektomi olarak da adlandırılır. Fakat bu ameliyat türünde cerrahın tecrübesi ve eğitimi ameliyatın sonuçları üzerinde çok etkilidir. Uzmanınız, bu yöntemin sizin için uygun olup olmadığı ve uygulanabilirliğini size belirtecektir.

Avantajları: Çoğu çalışma laparoskopik ameliyatın ve robotik laparoskopik ameliyatın, kanser tedavisinde açık ameliyat kadar başarılı olduğunu göstermektedir. Çalışmalar ayrıca robotik ameliyat geçiren çoğu erkeğin daha çabuk iyileştiğini ve hastanede daha az kaldığını göstermektedir. Ayrıca en büyük problemlerden olan idrar kaçırma sıkıntısı en aza indirilmektedir.

Dezavantajları: Bu tür ameliyat, açık prostatektomi kadar uzun zamandır kullanılmadığı için ve makineyi kullanan cerrahın tecrübesinin ve eğitiminin ameliyatın uzun dönem etkileri üzerine çok önemli rolü olduğu için, eğitimli cerrahlar tarafından yapılmalıdır.

Prof. Dr. Lütfi TUNÇ`un da Vinci Robotik Cerrahi kariyeri hakkında ve robotik cerrahi ile ilgili geliştirdiği yöntem hakkında bilgi almak için butona tıklayabilirsiniz.

bottom of page